Düşünüyorum Öyleyse Varım Ama Nerede?

Düşünüyorum öyleyse varım ama nerede?

Özgürlük ve demokrasinin öneminin sıkça hatırlandığı, hakkında konuşmanın bile bazen cesaret istediği o kıyı kasabasında..

Eminim kimsenin böyle bir köy hayatı hayali yoktur.. Gerçi bazen insanlar o kadar bunaltıyor ki düşünmüyor da değilim, en azından İstanbul’un bir kasabasının şu an kültür seviyesi yukarıda..
İnsanların birbirinin düşüncelerine, yaşam tercihlerine saygı duyduğu, ötekileştirmeden bir arada yaşadığı özgür bir ülkede yaşıyoruz, demeyi isterdim..

Daha kendi yakın ilişkilerimizde birbirimizi dinlemiyor, düşüncelerine saygı göstermiyoruz fikirlerimizi beyan etmekten çekiniyoruz..

“Karşı tarafa bu saygıyı vermeyip kendimize bekliyoruz..”

Sonra da dönüp “Neden kimse bizi anlamıyor?” diye hayıflanıyoruz. Belki de önce aynaya bakmamız gerekiyor.
Bir zamanlar toplumu değiştirmek için yazılan kitaplar, söylenen şarkılar vardı. Şimdi herkes kendi çığlığını duyurmanın peşinde. Ama kimse durup dinlemiyor. Çünkü, ne gerek var değil mi?

Oysa ki, en büyük devrim belki de dinlemekten başlar.

Ne güzel olurdu, bir sabah uyansak ve birisi çıkıp şöyle dese: “Biz birbirimizi anlamak için buradayız, susturmak için değil.” İşte o zaman düşüncelerimiz daha özgür olurdu, varlığımız daha anlamlı.

Peki neden bir Atatürk bekliyoruz, biz o devrimcinin çocukları değil miydik? Ne zaman damarlarımızdaki asil kanı unuttuk? Harekete geçmek için daha ne bekliyorduk?

Farklı düşüncelerin özgürce ifade edilebildiği, karşıt fikirlerin saygıyla karşılandığı, adaletin herkes için eşit işlediği, ekonomik zorlukların aşıldığı, emeğin ve üretimin değer gördüğü bir ülke olmayı başarabilmek için,

Unutmayın;

Ya hep beraber ya hiç birimiz.

Arzu PEKER


Follow Us