Şiddetli Geçimsizlik

Dün bir toplu taşıma aracında yaşanan şiddet olayıyla ilgili bir haber izledim. Adam, çocuklarının yanında başka birine şiddet uyguluyordu. Görüntüler beni derinden etkiledi. Ne ara bu kadar sabırsız olduk, düşündünüz mü? Dinlemeyi unuttuk, anlamayı unuttuk, empati yapmayı unuttuk… İnsanlıktan adım adım uzaklaşıyoruz.

Peki ya şiddet? Bunun açıklaması ne olabilir? Neden bu kadar kolay öfkeleniyoruz? Şiddeti haklı göstermek, aslında bir çaresizliğin maskesi olabilir mi? Psikoloji tam da burada devreye giriyor. Şiddeti uygulayanların birçoğu kendini haklı görüyor ve utanmadan, sıkılmadan “Hak etti!” diyebiliyor. Neden mi? Çünkü şiddetin altında yatan psikoloji, bireyin kendi içindeki çaresizliği, yetersizlik duygusunu bastırma çabası. Psikolojide buna “güç yanılsaması” deniyor. Şiddet uygulayan kişi, aslında kontrolünü tamamen kaybetmişken, kendini güçlü ve üstün hissetmek için böyle bir yola başvuruyor.

Hepimiz insanız ve insani duygularımız var ve bazen istemediğimiz şeyler yapabiliyor ya da söylüyoruz. Ama işte burada devreye “otokontrol” dediğimiz kavram giriyor. Öfke anında otokontrolümüzü yitirmek, bizim insan olma vasfımızı da bir kenara bırakmamıza sebep oluyor. Oysa ki kontrolü sağlamak, tam da kriz anlarında bir sınavdır.

“Şiddet bir acizliktir,” derim hep. Çünkü güç, vurmakta, kırmakta değil; sakin kalmakta, dinlemekte ve anlamakta gizlidir. Şiddete başvuran kişi, kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine, dışa vurmayı tercih eder. Psikolojik olarak baktığımızda, bu genelde çocukluk travmalarına, bastırılmış öfkeye ya da özgüven eksikliğine dayanır. Bir insan, kendine dair eksikliği tamamlamak için karşısındakine zarar vererek rahatlamaya çalışır. Bu aslında ruhsal bir çöküştür.

Ve en acı yanı ne biliyor musunuz? Bu çöküş sadece bireyi değil, toplumu da içine çeker. Çocuklar mesela… O araçta babasının yaşadığı bu olayı gören çocuklar, hayatları boyunca bu anın izini taşıyacak. Şiddet, bir dalga gibi büyür, bulaşır. İnsanlar şiddeti görerek öğrenir. Çocukları “görmedim” diyen adam, ya bu kadar körleşti ya da bu bahaneye sığındı. Her iki durumda da bu tavır, insanlığımızın düştüğü hali özetliyor.

Evet, biz büyüdük ve dünya kirlendi. Ama kirliliğin sebebi başkaları değil, biziz. Bunu değiştirmek de yine bizim elimizde. Şiddetle değil, sevgiyle, anlayışla, sabırla… Yoksa sadece birbirimize değil, insanlığımıza da zarar vereceğiz.

Unutmayalım ki: “Kişi kendine yakışanı yapar.” Ve bu dünyayı kirleten bizsek, temizleyecek olan da biziz. Bugün sevgi ekerseniz, yarın huzur biçersiniz.


Arzu PEKER

Follow Us