
Zihinde Donmuş Bir Yansıma Değiliz
“Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.” ...
İnsan sabit bir kaya değil, akışkan bir nehir gibidir. Her an değişir, büyür, küçülür, yeniden şekillenir.. Duygular, düşünceler, algılar sabit kalamaz.. Hepsi sürekli bir devinim halindedir. Ancak toplum, bir kişiyi bir kez tanıdı mı, onu sanki çerçeveye almış gibi sabit bir portre olarak görmeyi seçer..
Tıpkı eski bir arkadaşın, yıllar önceki hâlini bir türlü aşamaması gibi..
Diyelim ki bir zamanlar çekingen biriydin; artık kendine güven dolu konuşmalar yapsan da o arkadaşın gözünde hâlâ o utangaç çocuk olarak kalırsın.. Halbuki insanlar, bir ağacın mevsimlere göre değişen yaprakları gibi dönüşür. Bu değişimi görmezden gelmek, karşındakini bir fotoğraf karesi gibi sabitlemekten başka bir şey değildir. Değişimi fark etmez yada görmek istemeyiz ona etiket yapıştırmayı seçeriz..
Asıl tehlike ise bu çerçeveyi kendimize de çekmemizdir. Aynaya baktığında kimi görüyorsun.? Eski yaraların gölgesinde yaşayan birini mi.? Yoksa geçmişin zincirlerini kırıp bugünü kucaklayan birini mi.? Her sabah uyandığında, hayat sana yeniden başlamak için bir fırsat sunuyor.. Ama bu hediyeyi almayı cesaret edebiliyor musun.?
Kendini yenilemek, geçmişin izlerini onurlandırıp bugüne adım atmayı seçmektir.. Gerçek anlamda “görmek” ise bir cesaret işidir.. Başkalarına sabit bir portre gibi bakmayı bırakmak, kendi dönüşümüne kucak açmaktan geçer..
Şimdi sor kendine: Bugün kim olmak istiyorsun? Aynadaki yansımana yeni bir gözle bakacak cesaretin var mı? Çünkü hayatta tek bir şey sabit: Değişim. Ve bu değişim, seni en güçlü hâline taşıyacak yolun başlangıcıdır..
Ve değişimin en derin haliyle bizi nereden başlatması gerektiğini hatırlatan bir sözle noktalayalım;
“Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.” Leo Tolstoy