
Pençe-Kilit'te PKK Mağarası İmha Edildi
Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak'ın Kuzeyinde PKK'ya Ait Mağarayı İmha Etti ANKARA...
Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmeye başlanan ve ilk dört maddesi kabul edilen İklim Kanunu teklifi, sosyal medyada çeşitli yanlış bilgilerle gündeme geldi. İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bu yanlış iddialara ilişkin önemli bir açıklama yaptı. Merkez, kamuoyunu yanıltıcı bilgilendirmelere karşı uyardı ve kanun teklifiyle ilgili yaygınlaşan bazı yanlış anlamaları düzeltti.
Yanlış Bilgilendirmelerin Düzeltmesi
Sosyal medyada hızla yayılan ve kamuoyunda endişelere yol açan iddialardan bazıları, İletişim Başkanlığı tarafından net bir şekilde yalanlandı. En yaygın iddialardan biri, İklim Kanunu'nun karbon ayak izini gerekçe göstererek vatandaşların özgürlüklerini kısıtlayacağı yönündeydi. Merkez, bu iddiayı reddederek, karbon ayak izi azaltımının sadece enerji yoğun üretim yapan kuruluşları kapsadığını, bireylerin mülkiyet hakları veya seyahat özgürlükleri gibi temel haklarını etkilemediğini vurguladı. Kanunda bireysel karbon ayak izini sınırlandıran herhangi bir hüküm bulunmadığı özellikle altı çizildi.
Bir diğer yanlış iddia ise, kanunla birlikte karbon vergisinin getirileceği yönündeydi. İletişim Başkanlığı, İklim Kanunu'nda karbon vergisiyle ilgili herhangi bir düzenlemenin yer almadığını açıkça belirtti. Emisyon Ticaret Sistemi'nin yalnızca enerji yoğun üretim tesislerini kapsadığı ve bireysel vatandaşları ilgilendirmediği vurgulandı. Bu sistemin amacının, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve sürdürülebilir enerjiye geçişi teşvik etmek olduğu ifade edildi.
Yaygınlaşan bir diğer yanlış bilgi ise, tarım ve hayvancılığın yasaklanacağı ve ürünlere el konulacağı yönündeydi. İletişim Başkanlığı, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, kanunun tam tersine tarımı, hayvancılığı ve doğal kaynakları korumayı, su ve gıda arz güvenliğini sağlamayı hedeflediğini açıkladı. Kanunda tarımsal faaliyetleri kısıtlayıcı veya yasaklayıcı herhangi bir madde bulunmadığı vurgulandı.
Paris Anlaşması'nın tarım alanlarına el konulacağı yönündeki iddia da yine yalanlandı. Merkez, Türkiye'nin 2021 yılında Paris Anlaşması'nı kendi koşullarını göz önünde bulundurarak onayladığını ve anlaşmanın iç hukukta kanun hükmünde olup herhangi bir kısıtlayıcı uygulama getirmediğini, getirmeyeceğini belirtti.
Sonuç olarak, İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, İklim Kanunu ile ilgili kamuoyunu yanıltıcı ve asılsız iddialara karşı dikkatli olunması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Merkez, kanunun detaylarının resmi kaynaklardan takip edilmesi ve doğru bilgiye ulaşmanın önemini vurguladı.