
Bakırköy'de Ücretsiz Diş Sağlığı Hizmeti Başladı
Bakırköy'de Yepyeni Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Hizmete Açıldı! Bakırköy Belediyesi'nin...
Türkiye'nin Akciğer Kanseri Haritası Projesi verilerine göre, akciğer kanseri erkeklerde 100.000'de 75, kadınlarda ise 100.000'de 10 görülme sıklığıyla, yılda yaklaşık 30.000 yeni hasta sayısına ulaşmaktadır. Uzm. Dr. Elif Yaldız'ın açıklamalarına göre, bu rakamlar, hastalığın ciddiye alınması gereken bir halk sağlığı sorunu olduğunu gösteriyor.
Uzm. Dr. Yaldız, akciğer kanserinin, akciğerlerde anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla oluştuğunu vurguluyor. Bu kontrolsüz büyüme, organ fonksiyonlarını engelleyen tümörlere yol açıyor. Hastalık, akciğerlerde lokal olarak ilerleyebileceği gibi, lenfatik sistem veya kan yoluyla vücudun diğer organlarına da yayılabiliyor. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir ölüm nedeni olan akciğer kanseri, dünya genelinde ve Amerika'da kanser kaynaklı ölümlerin en sık nedeni olup, tüm kanser ölümlerinin yaklaşık beşte birinden sorumludur. Bu oran, meme, kolon ve prostat kanseri nedeniyle kaybedilen toplam hasta sayısından bile daha yüksektir. Akciğer kanserleri, mikroskobik görünümüne göre Küçük Hücreli Akciğer Kanseri (KHAK) ve Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK) olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Bu iki tip kanser, büyüme hızı, yayılma şekli ve tedavi yöntemleri bakımından farklılık gösterir.
Sigara: Kansere Giden Yol
Uzm. Dr. Yaldız, akciğerlerin dışarıya açık bir organ olduğunu ve solunum yoluyla alınan havadaki her türlü maddenin sağlığı etkileyebileceğini belirtiyor. Akciğer kanserinin en yaygın nedeni olarak sigara kullanımını gösteren uzman, günlük sigara sayısı, sigara içme süresi, erken yaşta başlama, derin çekim ve katran miktarının kansere yakalanma riskini doğrudan etkilediğini vurguluyor. Sigara dumanında 4000'den fazla kimyasal madde ve 70'ten fazla kanserojen madde bulunmaktadır. Pasif içiciliğin de riski arttırdığını belirten Yaldız, pasif içiciliğe maruz kalanlarda akciğer kanseri riskini -30 oranında yükseldiğini ifade ediyor. "Light" sigaraların risk azaltmadığını, puro içenlerde riskin 3 kat, pipo içenlerde ise 8 kat arttığını belirtiyor. Önemli bir nokta ise, akciğer kanseri hiç sigara kullanmamış kişilerde de görülebiliyor olması; tüm akciğer kanseri hastalarının -15'ini sigara kullanmayanlar oluşturuyor.
Akciğer Kanserinin Belirtileri
Ne yazık ki, hastalığın erken evrelerinde genellikle belirti görülmez veya mevcut belirtiler hastalar tarafından önemsenmez. Öksürük ve halsizlik gibi belirtiler olsa bile, bunların başka nedenlere bağlı olduğu düşünülebilir. Özellikle sigara içenler, öksürüğün sigaraya bağlı olduğunu düşünerek ihmal edebilirler. Bu durum, hastalığın teşhisini geciktirerek tehlikeli hale getirir. Bazı hastalarda tanı sırasında herhangi bir belirti gözlenmez ve bu hastalar genellikle başka bir nedenle çekilen akciğer grafisi sonucu tanı alırlar. Tümörün kendisine ve göğüs içi yayılımına bağlı en sık görülen belirtiler arasında; devamlı yoğun öksürük, göğüs, omuz ve sırt ağrısı, balgam miktar ve renginde değişiklik, kanlı balgam ve kan tükürme, nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma bozukluğu, boyun ve yüzde şişlik, göz kapağında düşme, hışıltılı solunum, tekrarlayan bronşit veya zatürre atakları yer almaktadır. Akciğer kanseri göğüs kafesi dışına yayılmışsa, baş ağrısı, bulantı-kusma, denge bozukluğu, baygınlık, hafıza kaybı, cilt altı şişlikler, kemik veya eklem ağrısı, kemik kırıkları, genel halsizlik, kanama-pıhtılaşma bozuklukları, iştah kaybı, açıklanamayan kilo kaybı ve yorgunluk gibi vücudun başka bölgelerine ait şikayetler de ortaya çıkabilir.
Akciğer Kanserinin Tanısı ve Tedavisi
Uzm. Dr. Yaldız, göğüs hastalıkları bölümüne başvuran hastalarda hekimin öncelikle tıbbi öyküyü alıp, sigara kullanımı ve diğer risk faktörlerini sorguladığını belirtiyor. Fizik muayene ve akciğer grafisi sonrasında bazı laboratuvar testleri istenir. Akciğer kanserinden şüphelenilen hastalarda bilgisayarlı tomografi çekilir. Üç boyutlu görüntüleme sayesinde hastalıklı bölgeye nasıl ulaşılacağı belirlenir. Tanı için çoğunlukla akciğerlerden doku parçası alınır (biyopsi). Biyopsiler, iğne biyopsisi, bronkoskopi, torasentez, plevra biyopsisi, mediastinoskopi, video eşliğinde torakoskopik cerrahi veya açık akciğer biyopsisi gibi farklı yöntemlerle yapılabilir. Alınan doku örneklerinin patolojik incelemesi, tedavi planlaması için oldukça önemlidir. Yayılımı değerlendirmek için MR, kemik sintigrafisi, ultrasonografi veya PET-BT gibi ek testler yapılabilir.
Erken evre KHAK'ta cerrahi tedavi şansı olabilirken, çoğu hastada tanı konulduğunda hastalık yaygın evrede olduğundan cerrahi mümkün olmayabiliyor. KHAK'ta standart tedavi, sınırlı evrede kemoterapi ve radyoterapi, yaygın evrede ise sadece kemoterapidir. KHDAK'ta ise erken evrelerde (evre 1 ve 2 ile bazı evre 3) cerrahi önerilirken, ilerlemiş evrelerde cerrahi uygun olmayabilir. Ameliyat öncesi yayılmış tümör, ameliyat sonrası dönemde ortaya çıkabilir. Akciğer kanseri hastalarının yaklaşık 5'inde cerrahi tedavi uygulanabilse de, bu her zaman kesin tedavi anlamına gelmez.
Akciğer Kanserinden Korunma
Akciğer kanseri önemli ölçüde önlenebilir bir hastalıktır. En önemli önlem sigaradan uzak durmak ve sigara içenlerin sigarayı bırakmasıdır. Özellikle gençleri hedef alan koruyucu programların önemi büyüktür. Tanı konmuş ve sigara içmeye devam eden hastaların da sigarayı bırakması teşvik edilmelidir. Sigara içmeye devam, ikinci bir kanser gelişme riskini ve tedavi yan etkilerini artırmaktadır.