Organ Bağışı: 35 Bin Hasta Hayatı Bekliyor

Türkiye'deki Organ Bağışı Krizi: İkinci Bir Yaşam Şansı Vermek İçin Mücadele

Ülkemizde her yıl binlerce insan, yeni bir hayata kavuşmak için organ nakline ihtiyaç duyuyor. Akciğer, ince bağırsak ve diğer organ nakillerini bekleyen hastalar da hesaba katıldığında, bu sayı 33.498’e ulaşıyor. Ancak Sağlık Bakanlığı verilerine göre, son 12 yılda beyin ölümü gerçekleşen 23.000’i aşkın kişiden sadece #’ünde organ bağışı yapılabildi. Daha da endişe verici olan ise, organ bağış oranlarının 2018 yılından bu yana yarıya düşmüş olması. 85 milyonluk Türkiye’de yılda sadece yaklaşık 300 organ bağışı gerçekleştirilebiliyor. Bu rakamlar, ülkemizde ciddi bir organ bağışı krizi olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Canlı Vericili Nakillerin Yüksek Oranı: Bir Uyarı İşareti

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hamdi Karakayalı, bu krizin en önemli nedenlerinden birinin kadavra bağışının son derece düşük olması olduğunu vurguluyor. “2024 yılı verilerine göre, ülkemizde yapılan böbrek ve karaciğer nakillerinin 'ı canlı vericilerden gerçekleştiriliyor. Kadavra bağışı oranı ise sadece  civarında kalıyor. Bu durum son derece üzücü.” diye belirtiyor Prof. Dr. Karakayalı. Canlı vericili nakillerin yüksek oranı, potansiyel donörlerin kaybının yanı sıra, sağlıklı bireylerin de ameliyat riskine maruz kalması anlamına geliyor.

Dünyaca Tanınan Başarıya Rağmen, Bağış Oranları Düşük Kalıyor

Türkiye, erişkin ve çocuk hastalarda yapılan organ nakillerinde dünyada kabul görmüş yüksek başarı oranlarına sahip. Bu başarı nedeniyle her yıl çok sayıda yabancı hasta, özellikle de zorlu vakalar, nakil olmak için ülkemize geliyor. Ancak bu başarı, kadavra bağışındaki düşük oranı göz ardı etmemeli. Prof. Dr. Karakayalı, “Ülkemiz canlı vericili organ naklinde çok başarılı olsa da, asıl önemli olan kadavradan organ bağışını artırmaktır.” diyor.

Organ Bağışı: İkinci Bir Yaşam Şansı

Bekleme listelerindeki ölüm oranları göz önüne alındığında, organ nakli bekleyen hastalar için organ bağışının hayatta kalmanın tek yolu olduğu açıkça görülüyor. Prof. Dr. Karakayalı, organ bağışının bir ülkenin medeniyet seviyesinin göstergesi olduğunu belirterek, “Hassasiyet ve kararlılıkla yaklaşarak, organ nakli ihtiyacı olan kişilere ikinci bir yaşam şansı sunabiliriz. Bir gün kendimizin veya yakınımızın benzer bir sorunla karşı karşıya kalması durumunda ne yapacağımızı düşünerek hareket etmeliyiz.” şeklinde konuşuyor.

Yetersiz ve Yanlış Bilgiler: Başlıca Engel

Ülkemizde organ bağışının düşük olmasının en büyük nedeni, yetersiz ve yanlış bilgiler. Prof. Dr. Karakayalı, beyin ölümünün ne anlama geldiğinin bilinmemesinin büyük bir sorun olduğunu vurguluyor. “Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz bir şekilde tamamen durması demektir. Beyin ölümü yaşayan kişi tıbben ölü kabul edilir ve diğer organları sadece kısa bir süre makine desteğiyle canlı tutulabilir. Organ nakli de ancak bu süre içinde yapılabilir. Bu süreç, organ bağışı için çok önemli bir dönemdir.” diye açıklıyor. Prof. Dr. Karakayalı ayrıca, Türkiye’nin organ bağışından nakle kadar tüm süreçte dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olduğunu ve sistemin şeffaf ve sıkı denetlenen bir yapıya sahip olduğunu vurguluyor.

Sonuç olarak, Türkiye'de organ bağışının artırılması için daha kapsamlı bir kamuoyu bilgilendirmesi ve farkındalık kampanyalarına acil ihtiyaç bulunmaktadır. Bu sayede, organ nakli bekleyen binlerce insan için ikinci bir yaşam şansı yaratılabilir.

Follow Us