
Diş Eti Hastalıkları Alzheimer Riskini Artırabilir
İhmal edilen ağız hijyeni, beyin sağlığı için ciddi riskler taşıyor....
Yaz aylarının vazgeçilmez aktiviteleri olan havuz ve deniz keyfi, dikkatsizlik sonucu ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. Dr. İdris Avcı’nın uyarıları, özellikle sığ suya dalışın boyun ve bel kırıklarıyla sonuçlanabileceğini vurguluyor. Boyun kırığı ve bel kırığı vakalarında yaz aylarında gözle görülür bir artış yaşandığını belirten uzmanlar, bunun temel nedeninin su aktivitelerindeki yoğunluğa bağlı olduğunu ifade ediyor.
İSTANBUL (İGFA) - Op. Dr. İdris Avcı, yaz aylarındaki artışın sebebinin sığ suya dalış gibi dikkatsiz hareketler olduğunu açıklıyor. Bu tür yaralanmaların sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal olarak da yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini belirten Avcı, güvenlik önlemlerine dikkat çekmenin önemini vurguluyor. Sığ sularda ani durma nedeniyle oluşan şokun, omurgada ciddi basınca ve dolayısıyla omurga hasarına yol açabileceğini belirtiyor. Bu durumun felç gibi kalıcı sakatlıklara dahi neden olabileceği gerçeği göz önünde bulundurulmalı.
SIĞ SUYA DALIŞ: EN BÜYÜK RİSK FAKTÖRÜ
Op. Dr. Avcı, havuz ve denizlerde meydana gelen boyun ve bel kırıklarının büyük çoğunluğunun sığ suya kafa üstü dalışlardan kaynaklandığını belirtiyor. "Sığ su, vücuda ani bir direnç uygulayarak omurgada ciddi bir basınca neden olur. Bu durum, boyun veya bel kırıkları gibi ağır yaralanmalara, hatta kalıcı sakatlıklara yol açabilir" şeklinde uyarıda bulunuyor. Ayrıca, kayalık alanlarda dalış, kontrolsüz hareketler ve yanlış dalış tekniklerinin de riski önemli ölçüde artırdığını vurguluyor. Su derinliğinin kontrol edilmesi ve güvenlik önlemlerine dikkat edilmesiyle bu tür kazaların büyük ölçüde önlenebileceğini ekliyor.
GENÇLER VE ÇOCUKLAR: DAHA YÜKSEK RİSK GRUBU
Op. Dr. Avcı, genç yetişkinlerin riskli su aktivitelerine daha yatkın olduğunu, bunun nedeninin macera arayışı ve yüksek enerji seviyeleri olduğunu açıklıyor. Çocukların ise tehlikeleri tam olarak değerlendirememeleri ve gözetim eksikliği nedeniyle kırık riskinin daha yüksek olduğunu belirtiyor. Orta yaş ve üzeri bireylerde ise kemik kırılganlığı ve esneklik kaybı nedeniyle iyileşme sürecinin daha uzun ve zorlu olabileceğini vurguluyor. Kemik kırılganlığı riskinin yaşla birlikte arttığı bilinen bir gerçektir.
Boyun ve bel kırıklarının tedavi süreci, yaralanmanın şiddetine ve omuriliğin durumuna bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Avcı, ciddi kırıklarda acil cerrahi müdahale gerektiğini, omurga stabilitesini sağlamak için füzyon veya metal desteklerin kullanıldığını açıklıyor. Hafif kırıklarda ise boyunluk veya korse gibi sabitleyici cihazlarla iyileşme destekleniyor. Fizik tedavi, kasların güçlendirilmesi ve hareket kabiliyetinin geri kazanılması için hayati önem taşıyor. Ayrıca, ciddi yaralanmalarda psikolojik destek, hastanın iyileşme sürecini olumlu yönde etkiliyor. Fizik tedavi ve psikolojik destek süreçlerinin önemi göz ardı edilmemelidir.