TEMA Vakfı'ndan Çölleşme Uyarısı: Türkiye'nin Yarısı Risk Altında

TEMA Vakfı, Birleşmiş Milletler'in 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü'nde yaptığı açıklamada, toprak kaybının ve bozulmasının hızla ilerlediğine dikkat çekti. Çölleşme ve kuraklık tehlikesinin küresel ekonomiye yıllık 10 trilyon dolarlık bir maliyet getirdiğine vurgu yapan vakıf, Türkiye'nin topraklarının yarısının yüksek çölleşme riski altında olduğunu belirtti.

İSTANBUL (İGFA) - Bu yıl "Arazi Restorasyonu Yap, Fırsatları Açığa Çıkar" temasıyla kutlanan Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü'nde TEMA Vakfı, arazi tahribatının çevresel, toplumsal ve ekonomik bir kriz olduğunun altını çizdi. Sağlıklı toprağın gıda güvenliği, sosyal refah ve kuşaklar arası adalet için kritik önem taşıdığını vurgulayan vakıf, tüm paydaşları arazi restorasyonunda sorumluluk almaya davet etti. Toprak sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için acil ve etkili çözümler gerektiğini belirten vakıf, konuya dair farkındalığın artırılması çağrısı yaptı.

KURAK ALANLAR TÜRKİYE’NİN 7,5 KATI GENİŞLEYEBİLİR

Arazi tahribatı ve iklim krizi, kuraklığın başlıca tetikleyicileri arasında yer alıyor. Son 30 yılda dünya topraklarının dörtte üçü daha kurak hale gelirken, 2000 yılından bu yana kuraklık olayları yüzde 29 arttı. Bu durum, özellikle kurak bölgelerde yaşayan 3 milyar insanın hayatını doğrudan etkiliyor. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, yaptığı açıklamada; "Dünya ekonomisinin yüzde 50'si doğadan sağlanıyor, ancak kısa vadeli kazançlar için doğa tahrip ediliyor. Eğer önlem alınmazsa, yüzyıl sonunda kurak alanlar 5,8 milyon km², yani Türkiye'nin 7,5 katı büyüklüğünde genişleyecek. Bu durum, gıda üretiminin azalması, su kıtlığı ve yoksulluğun artması anlamına geliyor" dedi. İklim Krizi ve Arazı Tahribatı tehditleri karşısında acil önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan Ataç, sürdürülebilir uygulamaların hayata geçirilmesinin önemini dile getirdi.

31 yıl önce "Türkiye Çöl Olmasın!" sloganıyla çölleşme tehlikesine dikkat çeken TEMA Vakfı, Türkiye'deki durumun ciddiyetini koruduğunun altını çizdi. Deniz Ataç, "Topraklarımızın yüzde 50'si yüksek çölleşme riski altında. 2001-2020 arasında kurak iklim alanları yüzde 5,4 arttı. Sürdürülemez tarım, erozyon, aşırı gübre kullanımı ve yanlış ürün seçimleri toprak verimliliğini düşürüyor, yer altı sularını tüketiyor, sulak alanları yok ediyor. Bu gidişatı tersine çevirmek bizim elimizde" şeklinde konuştu. Sürdürülebilir Tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının benimsenmesinin önemini vurgulayan Ataç, bireysel ve kurumsal sorumlulukların altının çizilmesi gerektiğini ifade etti.