
İzmir Meclisi'nden Zeyrek'e Anma Töreni
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin haziran ayı olağan toplantısı, Meclis...
Doğu Türkistan'dan Mısır'a, oradan Türkiye'ye uzanan sıra dışı bir yaşam öyküsü: Abdullah Karakaş, Uygur halkının sesini dünyaya duyuran bir mücadele örneği sergiliyor.
Muharrem DEĞİRMEN / BURSA (İGFA) - Doğu Türkistan'ın Kaşgar şehrinde hayata gözlerini açan Abdullah Karakaş, çocukluğundan itibaren öğrenme azmiyle yoğrulmuş bir yaşam sürdü. Çin'in baskıcı eğitim sisteminin ortasında, Uygur kimliğini koruma mücadelesi verdi. Kitaplara sığınarak şekillendirdiği hayal dünyası, onu özgürce okuyabileceği yeni ufuklara taşıdı. Genç yaşta aldığı cesur bir kararla, ailesinin de desteğiyle Mısır'daki prestijli El-Ezher Üniversitesi'nin yolunu tuttu.
MISIR’DA İLİM VE MÜCADELE
Kahire'de ilimle dolu bir dünyanın kapılarını aralayan Abdullah, felsefe, tarih ve İslam ilimleri alanlarında yoğunlaşarak kendini akademik dünyaya adadı. Muhammed Abduh ve Hasan el-Benna gibi önemli düşünürlerin fikirlerinden derinlemesine etkilendi. Uygur halkının yaşadığı zulmü dünyaya duyurmak için akademik makaleler kaleme aldı, uluslararası konferanslarda sunumlar gerçekleştirdi. Mısır'daki Uygur öğrenciler için bir dayanışma ağı kurarak, burs olanakları sağlama yolunda önemli adımlar attı. Ancak Çin'in artan baskıları ve Mısır'daki olası takip riski, onu yeni bir arayışa yöneltti: Türkiye.
TÜRKİYE’DE YENİ BİR BAŞLANGIÇ
İstanbul'a gelen Abdullah, burada Uygur diasporasıyla güçlü bağlar kurdu. Zeytinburnu ve Fatih gibi semtlerde gençlere tarih, dil ve felsefe dersleri vererek bilgi birikimini paylaştı. Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'daki Uygur topluluklarıyla iletişim ağını genişletti. İstanbul'da kurduğu küçük bir "Uygur Akademisi" ile gençleri eğitti ve kültürlerini koruma çabalarına öncülük etti. Uygur Diasporası ile olan etkileşimi, onun çalışmalarına büyük ivme kazandırdı.
GEMLİK’TE EĞİTİM VE ÜRETİM
Yalova Üniversitesi'nde doktorasını sürdürürken Gemlik'e yerleşen Abdullah, tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle geçimini sağladı. Eşiyle birlikte Uygur çocukları için bir eğitim merkezi kurdu. Çocuklara Türkçe, Uygurca ve Arapça öğreterek, ihtiyaç sahibi ailelere destek oldu. İznik Gölü'nde balıkçılık yaparak elde ettiği gelirle burslar verdi. Çince, Arapça, Türkçe ve İngilizce bilen Abdullah, turizm ve tercümanlık alanlarında da çalışarak gelir elde etti. Büyük şirketlerin cazip tekliflerini reddederek, kazancını tamamıyla eğitime yönlendirdi. Gemlik'teki eğitim merkezini büyütürken, online platformlar aracılığıyla daha geniş bir kitleye ulaştı. Uygur Eğitimi onun hayatının merkezinde yer aldı.
BİTMEYEN MÜCADELE
Abdullah Karakaş, İstanbul'daki bir toplantıda öğrencilerinin "Hocam, siz olmasaydınız burada olamazdık" sözleriyle büyük bir onura layık görüldü. Ancak onun mücadelesi devam ediyor. Hala eğitime muhtaç çocuklar ve anlatılması gereken bir dava var. Sürgündeki bir bilgin olarak Abdullah Karakaş, kalemi ve azmiyle Uygur halkının umudu olmaya devam ediyor. Doğu Türkistan’daki gelişmeler ve Uygur Halkı’nın durumu onun çalışmalarının temelini oluşturuyor.