İYİ Partili Milletvekili Akalın'ın Yargıya Yönelik Sert Eleştirisi Milletvekili Akalın, yaptığı açıklamada adalet sistemini sert bir dille eleştirdi. Adaleti, annenin evladına umutla sarılması ve işçinin alın terinin karşılığını alması olarak tanımlayan Akalın, günümüzde adaletin sesinin bastırıldığını ve hukukun tahakküm aygıtına dönüştüğünü iddia etti. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini hedef alan Akalın, bu sistemin yasamayı işlevsizleştirdiğini, yürütmeyi tek elde topladığını ve yargının bağımsızlığını yok ettiğini savundu. Hukuki süreç tamamlanmadan gözaltına alınanların kamuoyunda suçlu ilan edildiğini belirterek, Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki tutuklama hükümlerinin uygulanmadığını ve istisna olması gereken tutuklamanın cezalandırma yöntemine dönüştüğünü ifade etti. Akalın, tweet atan, toplantıya katılan veya fikir beyan eden kişilerin aylarca hatta yıllarca tutuklu kalabildiğini belirterek, yargının tarafsızlığını yitirdiğini ve adaletin temel ilkelerinden uzaklaştığını vurguladı. Hukuk sisteminin gücünün en zayıfı koruduğunda ortaya çıktığını sözlerine ekledi. Milletvekili Akalın'ın açıklamaları, mevcut hükümet sisteminin adalet sistemini nasıl etkilediğine...
Bu haber, Türkiye'de çeşitli zaman dilimlerinde (aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık) farklı yatırım araçlarının reel getirilerini karşılaştıran bir analizi sunmaktadır. Analiz, hem Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) hem de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) kullanılarak enflasyonun etkisi dikkate alınarak yapılmıştır. Haber başlığına bakıldığında, her zaman diliminde altın yatırımlarının en yüksek reel getiriyi sağladığı vurgulanmaktadır. Özellikle yıllık bazda, Yİ-ÜFE bazında %31,17 ve TÜFE bazında %16,55 gibi yüksek reel getiri oranları elde edildiği belirtilmektedir. Diğer yatırım araçları (Euro, mevduat faizi, Amerikan Doları, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ve BIST 100 endeksi) ise hem Yİ-ÜFE hem de TÜFE bazında genellikle reel kayıp yaşamış veya altın yatırımına göre çok daha düşük getiri sağlamıştır. Haber ayrıca grafikler kullanarak bu verileri görsel olarak desteklemektedir. Bu metin, farklı zaman dilimlerinde (aylık, üç aylık, altı aylık...
**Türk Un ve Buğdayı İçin Adil Rekabet Talebi: Sektör Çığlık Çığlığa!** Türkiye'nin buğday ve un sektörü, uluslararası rekabette hayati tehditlerle karşı karşıya. Sektör temsilcileri, Türk ürünlerinin rekabet gücünü korumak için acil düzenlemeler talep ediyor. Habur Sınır Kapısı'ndan transit geçen buğday için ton başına en az 80 dolar ücret alınmasını öngören bir düzenleme, sektörün en önemli talebi. Şu anki durum, yıllık 15-16 milyar dolarlık ticaret hacmiyle bölge ekonomisinin can damarı olan Habur'da, transit buğdaydan ücret alınmaması nedeniyle Türk üreticilerini büyük zorluklarla karşı karşıya bırakıyor. Sektör, sistemli engellerin kaldırılması halinde ihracatın 20 milyar doları aşabileceğine inanıyor. Sorunun bir diğer boyutu ise Kuzey Irak'ta. Kuzey Irak, buğdayı sıfır gümrük vergisiyle ithal ederken, Türk ununa ton başına 127,5 dolar ek maliyet uygulanıyor. Bu durum, Türk ununun rekabet gücünü tamamen ortadan kaldırıyor ve Irak Hükümeti'nin vergisiz un ithalatı Türk ürünlerinin pazar payını hızla düşürüyor. Sonuç olarak, özellikle Mardin'de 50'ye yakın un fabrikası kapanmış ve binlerce kişi işsiz kalmış durumda. Sektörün çözüm önerileri arasında Kalkınma Yolu Projesi'nin hızlandırılması, yeni ticaret kapılarının açılması, Irak ve Kuzey Irak ile ticari anlaşmazlıkların çözümü için diplomatik adımların atılması ve Türk ürünlerine uygulanan ek maliyetlerin kaldırılması yer alıyor. Transit buğdaydan alınacak ücretlerle maliyet eşitliği sağlanmasının, Türk üreticilerinin uluslararası pazarda güçleneceği vurgulanıyor. Nusaybin Sınır Kapısı'nın Şara Hükümeti'ne devriyle Musul'a yeni bir güzergah açılması planlansa da, Irak merkezi hükümeti ile Kuzey Irak yönetimi arasındaki anlaşmazlıklar bu girişimi engelliyor ve Türkiye'nin ticari çıkarlarına zarar veriyor. Habur Sınır Kapısı'ndaki transit buğdaydan alınmayan ücretler, Türkiye'nin yıllık 15-16...
Haber metnine göre, Türkiye'nin sanayi üretimi hem aylık hem de yıllık bazda artış gösteriyor. **Yıllık Artış:** * **Madencilik ve Taş Ocakçılığı:** 2025 Mart ayı, 2024 Mart ayına göre %4.9 artış gösterdi. * **İmalat Sanayi:** 2025 Mart ayı, 2024 Mart ayına göre %2.0 artış gösterdi. * **Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı:** 2025 Mart ayı, 2024 Mart ayına göre %6.1 artış gösterdi. **Aylık Artış:** * **Madencilik ve Taş Ocakçılığı:** 2025 Mart ayı, 2025 Şubat ayına göre %8.2 artış gösterdi. * **İmalat Sanayi:** 2025 Mart ayı, 2025 Şubat ayına göre %3.7 artış gösterdi. * **Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı:** 2025 Mart ayı, 2025 Şubat ayına göre %3.5 *azalış* gösterdi. Genel olarak, sanayi üretimi 2025 Mart ayında aylık bazda %3.4 artış kaydetmiştir. Ancak, sektörler arasında farklılıklar olduğu dikkat çekmektedir. Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme sektörü aylık bazda azalma gösterirken, diğer sektörler artış göstermiştir. Metin, 2025 yılı Mart ayı sanayi üretim verilerini sunmaktadır. ...
İstanbul, Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı'na ev sahipliği yapıyor. 19. kez düzenlenen fuar, 15-16 Mayıs tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşecek. Fuar, sismik asansör teknolojileri başta olmak üzere, daha güvenli, hızlı ve akıllı asansörleri sergileyecek. 15 Mayıs'ta "Sismik Durumlarda ve Yangın Anında Asansörler" konulu bir panel düzenlenecek. 16 Mayıs'ta ise "Asansör Direktifi, Standartlarda Güncellemeler ve Dijitalizasyon" konulu bir seminer gerçekleştirilecek. Her iki etkinlikte de sektörün önde gelen isimleri konuşmacı olarak yer alacak. Bu metin, İstanbul'da düzenlenecek olan Uluslararası Asansör İstanbul Fuarı'nı tanıtan...
İzmir'de, özellikle 2020 depreminden büyük zarar gören Bornova ilçesinde kapsamlı bir bilimsel inceleme başlatılmış. Bu çalışma, mikrobölgeleme yöntemiyle zemin yapısını detaylı bir şekilde ortaya koymayı hedefliyor. Bornova'da yapılan araştırmalar neredeyse tamamlanmış durumda. 44.250 metre sondaj yapılarak çok sayıda zemin ve kaya numunesi alınmış ve bunların büyük bir kısmı laboratuvarlarda incelenmiş. Bu veriler, zeminin sağlamlığını ve deprem riskini belirlemek için kullanılacak. Çalışma kapsamında, Bornova Havzası'nın zayıf ve sağlam zeminleri belirlenerek, gelecekteki yerleşim planlamalarında ve kentsel dönüşüm projelerinde kullanılacak önemli bilgiler elde edilecek. Elde edilecek veriler, depreme dayanıklı ve güvenli bir şehir planlaması için temel oluşturacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yapı stoku çalışmaları kapsamında Bornova ve Bayraklı'da yaklaşık 100.000 binanın envanterini çıkarmış ve her bina için deprem davranışını belirleyen bir kimlik belgesi oluşturmuş. Bu çalışmalar, Karşıyaka'nın ardından Konak, Bayraklı ve Narlıdere'de de devam edecek. İzmir'in tüm ilçe merkezlerinde mikrobölgeleme çalışmaları aşamalı olarak tamamlanarak, kentin doğal afetlere karşı daha güvenli hale getirilmesi amaçlanıyor. Bununla birlikte, 100 kilometre yarıçaplı bir alanda yürütülen "İzmir İli Depremsellik Araştırması Projesi" de devam ediyor. Bu proje, fay hatlarının incelenmesi ve olası deprem büyüklükleri, deprem ivmeleri, yüzey faylanması riski ve tsunami senaryoları hakkında ayrıntılı bilgiler sağlayacak. İzmir'in Bornova ilçesinde 2020 depreminden sonra başlatılan ve tamamlanmak üzere...
İstanbul'da Engelliler Haftası Spor Etkinlikleri Düzenlendi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından her yıl...
Orman Benim kampanyasında 360 ton atık temizlendi 100 binden fazla gönüllü, orman yangını riskini azaltmak amacıyla Türkiye...
Erdoğan'dan Anneler Günü Mesajı: Şehit, Gazi ve Gazzeli Anneleri Anma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anneler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında tüm...
Koç Üniversitesi, 11. Haliç Dostluk Kupası'nda birinci oldu. Koç Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi kürek takımları, geleneksel hale...